1. çok kullanılmasa da bazı sıradışı kelimelere sahip dünya dili. fütursuzca ezberlemek istiyenler için:

    acersecomic: saçını hiç kestirmemiş kişi.

    biblioclasm: kitapları veya basılı materyalleri törenle yok etme.

    cacodemonomania: bedenin şeytani bir ruh tarafından ele geçirildiğine yönelik patolojik inanç.

    dactylion: orta parmağın uç noktası.

    enantiodromia: bir şeyi tam tersine dönüştürmek.

    fanfaronade: caka satmak; boşa böbürlenmek; küstah tavır ve davranışlar sergilemek; hava atmak.

    gorgonize: bir şey üzerinde şok edici veya hipnotize edici bir etki bırakmak: Sersemlemek veya afallamak.

    hamartia: trajik bir kahramanın onu ölüme götüren karakter bozukluğu veya hatası.

    infandous: üzerinde konuşulması mümkün olmayan veya söylenmesi iğrenç olan şey.

    jettatura: nazar etme.

    ktenology: insan hayatını sonlandırma bilimi.

    leptosome: vücudu zayıf, ince veya çelimsiz olan kişi.

    montivagant: dağ tepe dolaşmak.

    noegenesis: bilgi üretimi.

    ostenitferous: gelecek âlâmetlerine veya doğaya aykırı ya da doğaüstü işaretlere yol açan.

    pogontrophy: bıyıkları, sakalı, favorileri veya yüzdeki diğer kılları uzatma veya şekillendirme eylemi.

    quockerwodger: on dokuzuncu yüzyılda bir süre siyasi bir hakaret olarak da kullanılan, tahtadan bir oyuncağa verilen isim.

    recumbentibus: sözle veya fiziksel olarak yapılan öldürücü vuruş.

    scripturient: şiddetli bir yazma arzusuna sahip olmak.

    tarantism: istemdışı dans edilmesine yol açan rahatsızlık.

    ultracrepidarain: bilmediği konularda fikir ve tavsiye veren kişi.

    vernalagnia: baharla birlikte gelen romantik ruh hali.

    welter: birbirine karışmış bir yığın eşya; keşmekeş; dağınıklık; karmaşa.

    xenzation: bir yabancı olarak gezme eylemi.

    yonderly: zihnen veya duygusal olarak uzakta olan; dalgın.

    zugzwang: her karar veya hareketin kişinin aleyhine sonuçlanacağı durum.

    kaynak
  2. birbirine hiç benzemeyen, telaffuzu kolay, karıştırılması imkansız şu dört kelimeye sahip dil:

    (bkz: through)

    1. boyunca, başından sonuna dek
    örnek: he worked through the night.

    2. bir şeyin sonucu olarak, nedeniyle, sayesinde
    örnek: i got the job through my mom's friend.

    3. -dan/den ... -a/e kadar
    örnek: the store is open monday through friday.

    (bkz: though)

    1. her ne kadar
    örnek: she didn't phone, even though she said she would.

    2. ama, bununla beraber
    örnek: they're coming next week, though i don't know when.

    (bkz: thought)

    1. 'think' fiilinin ikinci hali

    2. fikir, düşünce
    örnek: do you have any thought about that?

    (bkz: thoroughly)

    1. tamamen, adamakıllı
    örnek: the police thoroughly searched the house.